
Honored as both a peacemaker and a virtuoso, Omar Faruk Tekbilek is one of the most sought-after musicians today. His work transcends political boundaries while preserving traditional sensibilities in a way few artists can.
Biography
A musical prodigy, Omar Faruk was born in Adana, Turkey, into a musical family that nurtured his early talent. At the age of eight, he began his musical journey by learning the kaval, a small diatonic flute. Encouraged by his older brother and a supportive uncle who owned a music store, he received lessons and quickly developed his skills. He learned the intricate rhythms of Turkish music, how to read scales, and eventually mastered several other instruments: the ney (bamboo flute), zurna (a double-reed, oboe-like instrument with a buzzing tone), bağlama (long-necked lute), oud (classical lute), and various percussion instruments. By the age of twelve, he was already performing professionally at local venues. At the same time, he studied religion and considered becoming a cleric, or imam.
In 1967, at the age of sixteen, he moved to Istanbul, where he and his brother spent the next decade working as in-demand session musicians. While Omar Faruk remained true to his folkloric roots, this period exposed him to Arabesque, Turkish classical, and Western styles, as well as the creative possibilities of studio production. During this time, he also encountered the Mevlevi Dervishes, the ancient Sufi order of Turkey. Though he didn’t formally join the order, its head neyzen (ney player), Aka Gündüz Kutbay, became a major source of inspiration. Omar Faruk was deeply influenced by the Dervishes’ mystical approach and their fusion of sound and spirit. Around this time, he was also introduced to Hatha Yoga and later to Tai Chi, which he still practices daily.
Omar Faruk’s skills flourished in Istanbul, where he recorded with many of Turkey’s top musicians, including Orhan Gencebay, flutist and saxophonist İsmet Sıral, and percussionist Burhan Tonguç, among others. After establishing himself as one of the country’s top session musicians, he began touring in Europe and Australia. By 1971, at the age of 20, he made his first tour of the United States as part of a Turkish classical/folk ensemble. During that tour, he met his future wife, Suzan, and in 1976 he moved to upstate New York to marry her.
In the U.S., Omar Faruk found few opportunities for Turkish musicians. He formed a band called “The Sultans” with an Egyptian keyboardist, a Greek bouzouki player, and his brother-in-law on percussion. What began as a pop band quickly evolved into a Pan–Near Eastern ensemble that attracted attention within the Middle Eastern dance community. They recorded five albums during this period, but Omar Faruk remained relatively unknown outside that circle.
That changed in 1988, when he met producer Brian Keane. Over the following years, the two would go on to create six albums together, launching Omar Faruk into the global world music scene.
Since then, Omar Faruk Tekbilek has become one of the world’s foremost exponents of Middle Eastern music. A master multi-instrumentalist, he has collaborated with many internationally acclaimed artists, including Karl Berger, Ginger Baker, Youssou N’Dour, Ofra Haza, Yasmin Levy, Simon Shaheen, Hossam Ramzy, Glen Velez, Bill Laswell, Mike Mainieri, Peter Erskine, Trilok Gurtu, Omar Sosa, Enrique Morente, Kodo (Japan), Tomatito, Jai Uttal, Steve Shehan, and Riverdance, among others. He has contributed to numerous film and television scores, participated in many world sacred music recordings, and toured extensively across the Middle East, Europe, Australia, North and South America.
Omar Faruk’s music is deeply rooted in tradition but also shaped by contemporary influences. He describes his approach as “cosmic,” and his commitment to music runs deep. The four pillars of his creativity — mysticism, folklore, romance, and imagination — reflect his belief in diversity within unity. Like Omar Faruk himself, his music transcends borders.
“Hiçbirimiz birbirimizden farklı değiliz. Bütün kültürler birbiriyle benzerdir. Müzik bizim ortak lisanımız, ortak muhabbetimizdir. Müzik ve dans sayesinde de hepimiz kardeşçe biraraya gelebiliriz. Bu hiç zor değil”
Ömer Faruk TEKBILEK
Medeniyetin başlangıcından bu yana geçen yüzyıllar boyunca, sayısız uygarlığa ve kültüre ev sahipliği yapmış olan Anadolu, bu çeşitliliğin bir sonucu olarak gerek kültürel, gerekse folklorik ve müzikal açıdan eşsiz bir servete sahip olmuştur. Bu eşsiz servetine rağmen Türkiye ve Anadolu topraklarından, uluslararası profile sahip sanatçı oldukça nadir çıkmıştır. İşte bu sanatçılardan en önemlilerinden biridir Ö. Faruk Tekbilek.
Ömer Faruk Tekbilek, özellikle Doğu ve Batı kültürlerine ait birçok zenginliği içerisinde barındıran ve hala coğrafik konum bakımından, farklı folklorlere ev sahipliği yapan Türkiye’nin Adana kentinde doğdu. Tekbilek’in müzikal dehası daha çocuk yaşlarda kendini gösterdi. Ailesine göre O ve ağabeyi müzisyen olarak doğmuşlardı. Ağabeyi için “O benim ilham kaynağım ve gurumdu” diye bahseder Ömer Faruk Tekbilek. Ney üzerine ustalaşmaya başlamasına rağmen, çok farklı enstrumanlarla da ilgilendi. İlk hocası O’na, müzik dükkanında kendisine yardım etmesi karşılığında bağlama dersleri vermeye başladı. Ayrıca bu dükkan sayesinde, Türk müziğinin birçok karışık ritmini,makamlarını ve bunları nasıl okuyacağını öğrendi.
Müzik alanında ustalaşma sürecinde Tekbilek sufizmede ilgi duymaya başladı. Bugün “ Ben hala çalışmaya devam ediyorum” diyor ve ekliyor; “Benim için müzik sonsuzdur. Sufizm ve müzik birbirine sarılmış ve içiçedir.Müzik yapmak dua etmek gibidir”.
1967’de 16 yaşındayken İstanbul’a gelen Tekbilek, burada mevlevi dervişleriyle tanışır. Onların dünyaya bakışlarından, müziği yorumlayışlarından, farklı kültürlere ait sesleri birleştirmelerinden ve ruhlarından çok etkilenir. Mevlevi düzenine katılmaz fakat mevlevi şeyhi Aka Gündüz Kutbay O’nun hayatında çok önemli bir yer edinir. Sufi müziği O’nun müziğinin temel taşı olur. Daha sonraları müziğe karşı alternatif bakış açılarıyla tanınmış müzisyenlerle çalışmaya başlar ( İsmetSıral – Klarnet,Saksafon, Burhan Tonguç – Davul ) Farklı tarzda soundlarla tanışan Tekbilek, zihninde sürekli olarak büyüttüğü ve adına “Sabır Ağacı” dediği müziğini daha da zenginleştirmeye ve gelecekte dünya çapında saygın bir müzisyen ve virtüöz olarak tanınmasını sağlayacak olan soundunu yaratmaya başlar.1971’de 20 yaşındayken Türk Klasik Folklor grubunun bir üyesi olarak ilk defa Amerika’ya adım atar ve Sevgiyle dolu Sabır Ağacı da bambaşka bir yönde gelişme yoluna girer.
Türkiye’ye askerlik görevini yapmak için gelen Tekbilek, 1976 yılında Amerika’ya yerleşir. Orada müzik çalışmalarına devam eden sanatçı ortadoğu kökenli müzisyenlerle beraber kurduğu orkestra ile çeşitli kulüplerde çalmaya başlar. Zorlu geçen yılların ardından, 1988 tarihinde ünlü prodüktör Brian Keane ile tanışmasıyla tüm yaşantısı değişir.
New York Metropolitan Museum Of Art’ta sergilenecek olan “Muhteşem Süleyman” sergisi ve filmi için Brian Keane ile birlikte çalışmaya başlayan Tekbilek, bu dönemin ardından yayınlayacağı birbirinden başarılı ve kendisini dünya çapında tanınan bir müzisyen olmasını sağlayan sayısız albümü için önemli ve büyük bir adım atmış olur.
Bu tarihten itibaren, doğu ve batı ezgilerini ustaca harmanladığı müziği ve hayat felsefesi ile dünya müzik sahnesinde ağır fakat emin adımlarla ilerleyen Tekbilek, kendi albümlerinin yanı sıra, Don Cherry, Karl Berger, Ginger Baker, Ofra Haza, Peter Erskine, Trilok Gurtu, Simon Shaheen, Bill Laswell, Mike Mainieri, Michael Askill, Arto Tuncboyaciyan, Nusrat Fateh Ali Khan, Jai Uttal, Hossam Ramzy ,Glen Velez başta olmak üzere birçok usta müzisyenle birlikte çalışmalar yapar. Böylece, Türk müzisyen kimliğiyle adını dünya müzik arenasına altın harflerle yazdırmış olur.
Bağlama, ney, darbuka, zurna, bendir, def gibi enstrumanları virtüöz derecesinde kullanabilen, bütün toplumların kardeşliğini, bütün kültürlerin içiçe olduğunu ve sadeliğin en yüce hayat felsefesi olduğunu insanlara duyurmayı kendisine misyon edinen usta sanatçı, bu hayat felsefesini müziğine de taşımayı çok iyi bilmiş ve geniş kitlelere ulaşmıştır. Türkiye’nin yurtdışındaki fahri kültür elçisi olan sanatçı, Albümlerinde ve konserlerinde; ABD,İtalya Yunanistan, Ermenistan, Hindistan, Mısır, İsrail, Bulgaristan, İran, Senegal ve İspanya gibi birçok farklı ülke ve medeniyetten müzisyenlerle çalışan Tekbilek; çok sık sahne aldığı ABD’nin tüm eyaletleri ve Türkiye dışında Meksika, Avustralya, Brezilya, Çin, Hindistan,Almanya, Fransa, İngiltere, iskoçya, İspanya, İsrail, İtalya, Hollanda, Rusya ve Yunanistan başta olmak üzere birçok kıta ve ülkede verdiği konserlerle hayran kitlesini hergün genişletmiştir. Aynı çizgi ve felsefik anlayışla hazırlanmış olmalarına rağmen, yaptığı her albümde farklı soundlar ve farklı ezgileri kendine has yorumuyla sentezleyen müzisyen, bu sayede dünyanın dört bir yanındaki dinleyicilerine, hep farklı tadlar ve farklı keyifler yaşatmıştır. Bugüne kadar “Spy Game (R.Redford,B.Pitt)” “8 mm (Nicholas Cage)” “Crow” gibi birçok Filmde müziklerine yer verilmesi ile çok daha geniş bir müziksever kitlesi; Ömer Faruk Tekbilek’in müziğiyle tanışma şansını elde etmiştir. 2005 yılında yayımlanan “Tree of Patience” (Sabır Ağacı) dan bir önceki albümü Alif’i Paul Simon’ın prodüktörü Steve Shehan’la birlikte hazırlayan Tekbilek, bu albümde Yunanistan’ın güçlü seslerinden Glykeria ve ünlü İspanyol gitar virtüözü Jose Antonio Rodriguez ile birlikte Vokallerde İran’dan Mamak Khadem, İsrail’den Zahava Ben, Bulgaristan’dan Galina Durmushliyska’ya da yer vererek world müzik tarzında eşsiz bir projeye daha imza atmıştır.
Albümleri Türkiye’de de büyük satış rakamlarına ulaşmış olan ve tüm dünyada ününü pekiştirip sıkça konserler veren O.Faruk Tekbilek anavatanında ilk konserini 2001 yılında Akbank Caz Festivali kapsamında İstanbul’da gerçekleştirmiş olup son 14 yıldır çeşitli etkinliklerle sayısız kez Türkiye’de de sahne almış ve almaya devam etmektedir.
2010 yılının sonunda, dünya müzlk endüstrisinin efsane isimlerinden Arif Mardin’e ithafen hazır hale getirilen özel best of albümü ilk kez ülkemizde yayınlanmıştır. Sanatçının ilk plak şirketi Celetial Harmonies katalogunun en sevilen eserlerinden seçilen ve sanatçının her albümünde yer verdiği 4 ögenin de (Sufi, romantik, folklör, arayış ) yer aldığı Best of Omar Faruk Tekbilek “LONGING” albümü büyük beğeni toplayarak, ilk haftadan itibaren kategorisinde ilk sıraya yerleşmiş ve yabancı albüm listelerinde de 1 numaraya kadar yükselmiştir. 2011 de yayımlanan Sufi selections of Omar Faruk Tekbilek “Dance for Peace” albümünün ardından 2012 yılında yepyeni eserlerin yer aldığı “The Meeting of the Legends – Aşkın Project” albümü piyasaya çıkmıştır.
Ömer Faruk Tekbilek’in Türkiye’de yayınlanmış 15 albümü vardır…
· Suleyman The Magnificent (1988)
· Fire Dance (1990)
· Beyond The Sky (1992)
· Whirling (1994)
· Fata Morgana (1995) with Michael Askill
· Mystical Garden (1996)
· Crescent Moon (1998)
· One Truth (1999) (I Love You) – (ZET)
· Dance into Eternity – selected pieces (2000)
· Alif (2001) – (ZET)
· Tree Of Patience (2005) – (ZET)
· Kelebek “The Butterfly” (2009) – (ZET)
· Best of Omar Faruk Tekbilek “Longing” (2010) – (ZET)
· Sufi selections of Omar Faruk Tekbilek “Dance for Peace” (2011) – (ZET)
· The Meeting of the Legends “Aşkın Project” (2012) – (ZET)

Omar Faruk Tekbilek has since established himself as one of the world´s foremost exponents of Middle Eastern music.
Awards & Honors
- Honorary Doctorate, Süleyman Demirel University, Turkey – June 18, 2025
- Honorary Doctorate, Zonguldak Bülent Ecevit University, Turkey – October 2014
- Best Instrumental Album of the Year, 2011 Turkish Music Awards, presented by Kral TV
- Best Artist, Turkish Music Awards – 2003
- BBC World Music Award Nominee, Middle East category – 2003
- Musician of the Year, U.S. Golden Belly People’s Choice Award – 1998 & 1999